Geri dönerken OSCAR’lık filmler!
Offffffff ki offff.
Ne çok şey geliyor içimden.
Yazıp, çizip, anlatmak..
Hadi dediğinde…
Öyle denir ama..
‘y’ eklemelisin yazarken diyesim geliyor..
Kime mi?
Kendime yahu kendime..
Bakmayın..
Bazen öyle aval modunda kendimle konuşurum.
Ama bilirim ne istediğimi..
Neyi paylaşmak istediğimi..
Ya da neyi duymak istemediğimi…
Vallahi şu birkaç hafta rüzga gibi geçti.
Aynen Amerikalı’lı yazar Margaret Mitchell’in Pulitzer ödüllü romanından sinemaya uyarlanmış film modundayım.
Gerçi..
Trajik aşk dörtgeninde derin bir savaş sendromu yaşansa da…
Aynen o film karelerinde ki gibi..
Dramatik, romantik bazen bir çok hallerdeyim.
Türkiye ziyaretimde babama giderken..
Geri dönüşümde yine çiçeklerini bırakırken mezarlığına insan halden hale giriyor.
Bilirsiniz her kızın babası aşktır.
Her babanın kızı kızları da aşk ötesi.
Düşünüyorum da..
Dün nasıl sevgi doluysam…
Bugün aynı heyecanı sevgiyi bu kez yokluğunun özlemiyle harmanladım.
Hele kardeşlerimin varlığı…
Ve kızlar kulübünün ana kraliçesi annemin dokusu, kokusu bir başka işledi yine içime.
Ne güzel şey..
Sevmek, paylaşmak.
Haydi deyip gelirken..
Ve yine haydi deyip giderken..
Tüm geliş gidişlerin ayrı hikayeleri vardır.
Her hikayenin senaryoları..
Öznesi tektir ama…
Tarifi tanımı yoktur…
Oscar’lık filmler bile kıskanır.
O gişe hasılatını…
Selda Ertürk
Uluslararası Hipnoz Eğitmeni-Uzmanı
Almanya