Bir dönsek GERÇEĞİMİZE
Garip bir zamanda yaşıyoruz…
Tuşsuz telefonlar…
Kolsuz kapılar…
Ruhsuz insanlar…
Duygusuz ilişkiler..
Yaz yaz bitmez değil mi…
Haksız mı Nejat İşler…
Ne güzel tanımlamış günümüz.
İnsan ilişkilerinin özü aynen böyle..
Zaman gerçekten garip ötesi..
Dün tanıdığın bugün yabancı..
Kapısı..
Telefonu…
Ruhsuzu..
Duygusuzu..
Derken yaşam şeklimizin adeta formatı değişti..
Yemeğe oturuyorsun..
Millet masadakileri çekmekten…
Yedim, içtim, sıçtımdan öteye gitmiyor..
Ya da seyahattesin…
Etrafına bakıp görüp incelemekten çok..
Parmak ucunda daya selfiyi gitsin…
Bu ne yahu..
Biraz bıraksak..
Biraz ötelesek çok şeyi..
Çayı demlesek…
Biraz dalsak sohbete..
Koysak teknolojiyi kenara…
Taksak kapıya kulpu…
Biraz ruhu dinginleştirsek…
Gelsek kendimize…
Dönsek gerçeğimize…
Bir adam gibi ‘merhaba’ desek….
Daha da ötesi önce kendimizi sevebilsek….
Ne dersiniz
GÜNE NOT:
Şamana “Zehir nedir?” diye sormuşlar.
Yanıt vermiş..
“İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir” demiş; “Güç, yiyecek, ego, hırs, kıskançlık, korku, öfke, kendini beğenmişlik, hatta iyi niyet.”
Selda Ertürk
Uluslararası Hipnoz Eğitmeni-Uzmanı
Almanya