ÖKÜZÜN dünyası gördüğüyle sınırlı!
Ne kadar anlamlı değil mi?
Bir arkadaşım takıldı geçen.
“pantolonu gösteren ütü, yazını okutan başlığı’ diye takılmıştı.
Elbet toplum dilinde anlamı geniş. Yay yayabildiğin kadar.
Ütü işte…
Türkçe lastik gibi.
Herkes algıladığı gibi davranır.
Gerçi öküz hayvanının dünyası ne olacak ki?
Öküz işte…
Bak bak dur öyle işte trene..
Bilimsel olarak öküzün görüntüyü algılayıp beyine göndermesi için gereken süre 38 saniye civarı.
Anlayacağınız baktığının tren olduğunu algılaması da bir muamma.
O yüzden malumun ilanı gibidir.
Öküz ve dünyası.
Zaman algısı, psikolojide, bilişsel dilbilimde ve nörobilimde, birinin belirsiz olayların süresinin algılanması ve olayların gelişmesi ile ölçülen öznel deneyime veya zaman duygusuna atıfta bulunan bir çalışma alanıdır.
Şimdi o dünyada ki hayvanın algı psikolojisine daldık mı boğuluruz..
Kendi dünyamız farklı mı?
Özünde paylaşımlar ve insan ilişkileri de buna benzer.
Kendimizi geliştirmek için aldığımız özel eğitimler.
Sonrasında uzmanlara dahil olmak üzere verdiğimiz eğitimleri de üst üste koyarsak…
38 saniyenin üzeri vahim.. Altıda bir o kadar düşündürücü.
Çünkü..Bakıp görebilme yetisi olmayanda çok insan var.
Buda davranışlarına yansır. Öyle uzaktan laylay yapıp.
Fazlasını görebilmeli insan.
Geçen ‘regl ‘ dedim..
Aman Allahım herkes kendince yorumladı. Ayıplar kayıplar..
Üstüne ‘prezervatif’ deyince bir kıyamet sormayın.
Yahu arkadaşlar. Oturduğunuz her ortamda alayınızın ilk yaptığı bu değil mi?
Ne yedin,içtin, şıçtın.?.Kokusu, dokusu, donu, danteli, enteli.
Üstüne birde tatlı muhabbeti.. Eeeee ‘nasıldı şöbiyet’…
Bunu sorarken ‘yok ben tulumba tatlısı mı seviyorum’ dediniz..
Vallahi alayınız şekilcisiniz, şekilci…
Oysa paylaşımlarımızın çoğunda o şişen egolarla birlikte..
Biraz bastırılmışlık, biraz geride kalmışlık, biraz ezilmiş, ütülmüş kakılmışlıkta olunca. Yarattığınız kendi sanal cumhuriyetinizde alayınız kendince bir masturbasyon durumunda değil misiniz? Aman tanrım.. Yine ‘ayıplı’ söz ettim..
Şeytan azapta gerek misali. Ya çarpılırsam?
Değil mi? Öyle yan yan bakarım, yandan çarklı..
Ne çoktur bunu isteyen.. Oysa bende malzeme açık..
Yormayın o soğan cücüğü kadar beyinleri ..
Hep söylerim.
Ne kadarsan (ız), o kadarım.
Şöyle bakıyorum da çevremize.
Bir ilişkidir tutturmuş gidiyoruz.
Neye ilişiyoruz, neyle ilişkilendiriliyoruz.
Bir durun yahu!
Ortalık kraldan çok kralcı ve bir o kadarda çakma kraliçe dolmuş…
Selda Ertürk
Uluslararası Hipnoterapi Eğitmeni-Uzmanı
Almanya