Pantolonu gösteren ÜTÜ !
Değil mi?
Ne fikirler geçiyordur şimdi aklınızdan..
Kadının kadın olduğunu göstermesi için…
Merak etmeyin illa ütülü pantolona ihtiyacı yok ki!
Var mı sizce?
Elbet akıl hep tek bir noktaya odaklanıyor..
Oysa kadının bir topuk sesi yeter..
Hani o yüksek ökçeli ile yürürken..
Mermer üzerinde çıkardığı takır takır sesler…
İnsanın iliklerine kadar işler..
Benliğini ruhunu şaşırtır..
Çünkü özünde..
Özgüven yatar..
Bir çoğumuz iyi bilir bunu..
Biliriz..
Kendimizden eminsek…
O ütü demokrasisini….
Demoklesin kılıcı gibi sallarız…
Bilirsiniz efsaneyi…
Siraküza Kralı Dionysos, kral olmanın çok rahat ve güzel olduğunu savunan Demokles’e ders vermek için onu yemeğe davet eder.
Onu ince bir sicimle tavana bağlanmış ağır bir kılıcın altındaki koltuğa oturtur ve ona iktidarın aslında ne kadar zor olduğunu gösterir.
Yani malum potansiyel tehditleri..
Derdim elbet burada siyaset değil…
Ancak herkes kendince, kendi politikalarını üretmez mi?
Hamlelerini…
Tavırlarını..
Üsluplarını…
İşte o yüksek sesli topuklarda…
Ya da üzerimizde ki pantolonun ütüsünde..
Bu ayrıntı saklıdır..
Bizler obje olmanın ötesindeyiz..
Tanrı yaratmış..
Yok mu sayalım varlığımızı özelliklerimizi…
Kendine güvenen giysin 13 inch topukları..
Çeksin daracık jean’ini…
Fakat hepsinin üzerine birde akıl ve zekayla harmanlayınca bütününü..
Altta kalanın canı çıksın…
Üstüne Jennifer kurban olsun size…
Ütü’den, Siraküza kralına..
Jen’e nasıl bağladım konuyu bende anlamadım…
Pantolonu gösteren Ütü ise.
İşte…Allah verdikçe veriyor..
Selda Ertürk
Uluslararası Hipnoterapi Eğitmeni-Uzmanı
Almanya